28-Mart-2024 17:35:02

Cankoç Medya Kuruluşudur.

$
Abdulhamid’i anlamak 21. Yüzyılı anlamaktır

Abdulhamid’i anlamak 21. Yüzyılı anlamaktır

Değerli okuyucularımız geçen hafta gündemimize istinaden Cennetmekân II. Abdulhamid’e değindik ve O’nun döneminde tezgâhlanan oyunlarla imparatorluğun nasıl çökertildiğini yazdık. Bir devlet adamı düşünün ki tahttan indiriliyor ve o devlet O’nun ardından 10 senede batırılıyor.

II. Abdulhamid tahta çıktığında ülke zor günler yaşıyordu. Maliyesi iflasını vermiş, ordusu yenilik ve teknolojiden mahrum, eğitim kurumları var yok arasında. Batının gelişimine ve teknolojisine ayak uyduramamış, başı gailelerle dolu. Hâkim olduğu milletler ihanet peşinde sürekli isyanlar vs. 93 harbi (1877-1878) Osmanlı-Rus savaşı kaybedilerek ağır bir darbe alınmış. Böyle bir ortamda padişah oluyor ve günümüze bile damga vuran çılgın projeler üretiyor. Bir kısmını gerçekleştiriyor bir kısmı içersinde bulunduğu olumsuz ve ağır koşullar yüzünden gerçekleştirilemiyor. En büyük projelerinden birisi İstanbul’dan Şam’a, Şam’dan Medine’ye Hicaz Demiryolları. Bütün Avrupa’nın “Osmanlı Hasta Adam” diyerek yapamazlar diye tempo tuttuğu o günlerde batıyla olan denge politikası neticesinde Almanlar’a yaptırtıyor. Kendi kesesinden büyük bağışlarda bulunuyor ve hemen hemen bütün İslam Coğrafyasından toplanan bağışlarla demiryolu projesi gerçekleştiriliyor ve İstanbul’dan kalkan tren, 3 günde Medine’ye ulaşıyor.

Günümüzde gerçekleşen Marmaray projesi ile gündeme de gelen Cihan Padişahı 115 yıl önce Tüp Geçidi projelendirmiş. Fransız S. Preault Demiryolu Şirketine çizdirilen projeye göre tüp geçit Rumeli yakası ile Üsküdar arasında yapılacak ve iki yaka bir araya gelecekti. İstanbul’a ilk boğaz köprüsü projesi de bu padişaha aitti. Bu köprünün özelliği sadece yaya ve araç trafiği değil içersinde demiryolunu da barındırmasıydı. Yani Avrupa’dan kalkan bir tren Bağdat’a kadar kesintisiz yolculuk yapabilecekti. O hayal etti, hayalini gerçekleştirmek için adımlar attı ancak şartlar nedeniyle yapamadı. O’nun hayalleri bugün gerçek oldu, oluyor.

Dünyanın ikinci, Osmanlının ilk denizaltısı İstanbul’da yapıldı. 1887 yılı şubat ayında denize indirildi. İkincisine ise Abdulmecid ismi verildi ve ilk torpido atma denemeleri bu denizaltı ile yapıldı. Böylece denizaltında torpido atan ilk denizaltı unvanı da bizdedir.

Bunlar o dönemin çılgın projeleridir. Avrupa bu büyük projeler karşısında paniklemiş, hasta adam dedikleri Osmanlının ayağa kalkma ihtimalinden oldukça korkmuşlardır. Sürekli olarak Osmanlının başını belaya sokmuşlardır. Zaten bu belalar Abdulhamid Han öncesinde de var idi. O, 33 sene dirayetle yönetmeseydi Osmanlı çok daha önceden yıkılacaktı ve Avrupa bu yıkımı ucuza mal edecekti. Ancak dahi sultanın zekâsıyla yıkım geciktirildi hatta ayağa kalkma emareleri gösterildi. Ancak Padişahın hal edilmesi (tahttan indirilmesi) ile birlikte önce Trablusgarp sonra Balkan savaşları ve ardından 1. dünya savaşı ile Osmanlı tarihe acımasızca gömüldü. Bu gömme işlemi 10 senede gerçekleşti. Ancak bu Batıya da pahalıya mal oldu. Özellikle Çanakkale Zaferi, Rusya’da rejimin değişmesine ve savaştan çekilmesine sebep oldu. İtilaf devletlerinin de hem ekonomisine hem de insan kaynağına büyük darbe vurdu.

Bu konuya devam edeceğiz değerli okuyucular. Çünkü Merhum Necip Fazıl’ın ifadesiyle “Abdulhamid’i anlamak, her şeyi anlamaktır.”

Sezai Karakoç diyor ki;

“Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak, hâlbuki biz sussak tarih susmayacak, tarih sussa, hakikat susmayacak.”

Cevap bırakın