$
€
Değerli Okuyucularım, son günlerde çözüm süreci ifadesi ağızlardan düşmez oldu. Özellikle iktidara yakın-mış- gibi görünen ağızlardan bu cümleler dökülmeye başlandı. Türkiye’yi, Milleti, Ak Parti’yi seviyormuş gibi yapanlar sık sık ekranlarda gelen şehit haberlerini ajite ederek çözüm sürecinin faziletlerini anlatmaya başladılar. Sondan söyleyeceğimi baştan hemen söyleyeyim “Asla” Devlet birinci çözüm süreciyle vazifesini yaptı. Mesuliyeti üzerinden attı. Çözüm sürecine ilişkin düşüncelerimi geçmiş yazılarımda bu sütunda yazdım. Bundan sonra bu şehitlerden ve bu etkin mücadeleden sonra ikinci bir çözüm süreci artık bu millet tarafından ihanet olarak görülür. Ve ihanettir de. Sakın ama sakın bu milleti seviyor-muş gibi yapanlara aldanmayın. Bedeli ne olursa olsun Cumhuriyet Tarihinin en başarılı mücadelesi PKK ya karşı verilmektedir. Örgütün beli kırıldıkça Avrupa, ABD, İsrail, Almanya, İngiltere gibi devletlerin ağızları burunlarına gelmekte. Kırk yıllık en başarılı uşakları yok olmak üzere. Demokles’in kılıcı gibi üzerimizde sallandırdıkları PKK ağır darbeler alıyor. En mühimi altlarında ki halk tabanını kaybettiler. Kürt halkı gerçekleri gördü ve desteğini geri çekti, devletinin yanında saf tuttu. Hala anlamayanlar var ise yakında çok daha iyi anlayacaklar. Böylesi bir ortamda şehit sayılarından korktuğunu gösteren bir devlet politikası, gelecekte binlerce şehit versek açılan yarayı bir daha tedavi edemeyecek hale getirir.
Birinci çözüm sürecinde hatalara rağmen Devlet-Millet kaynaşması anlamında bence çok başarılı oldu. Eğer bugün HDP yaptığı eylemlerde halk desteğini sağlayamıyorsa ve yapılan operasyonlar başarılı oluyorsa bu geçmiş yaşanan süreç sayesindedir. Ama ikinci yaşanması muhtemel süreç verilen bütün mücadeleyi sıfırlar. Bu millette bu kez tolerans göstermeyerek ipi çeker. Bu sebeple Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun bu çağrılara kulaklarını tıkayarak verilen-verilecek şehitlerimizden çekinmeyerek bu beladan bu ülkeyi kurtarması gerekmektedir. Ayrıca bu çağrıyı açıkça ve dolaylı yoldan ima edenleri yanından uzaklaştırmalıdır. Çünkü çağrıyı yapanlar bu milletin dostu değil, kuzu postuna bürünmüş düşmanlarıdır.
